Edinilen bilgilere göre Adalet, Çevre, İçişleri ile Tarım ve Orman Bakanlıkları, düzenlemeye ilişkin yaptıkları çalışmayı AK Parti TBMM Grup Başkanlığı’na gönderdi. Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, bu konuda çalışma yapan akademisyenler ve ilgili STK temsilcilerinden görüş alacak. Yaklaşık 10 gün sürmesi beklenen çalışmanın ardından, köpeklerin toplanma süreci, bakımlarının yapılması, kısırlaştırma, sahiplendirme konusunda teşvik sağlanmasıyla ilgili yol haritası belirlenecek; sahiplenilmeyen hayvanların uyutulması ve buna ilişkin uygulamalar masaya yatırılacak.
Süreç nasıl işleyecek?
Önümüzdeki günlerde Meclis’e gelmesi beklenen teklif taslağındaki en dikkat çeken madde bazı Avrupa ülkelerinde de uygulanan “uyutma” (acısız şekilde öldürme) yöntemi. Buna göre süreç şöyle işleyecek;
– Her belediye, barınaklarındaki kapasite kadar köpeğin fotoğraflarını çekerek internet sitesinde sahiplendirme ilanı yayınlayacak.
– Her bir köpeğin sahiplenilmesi için 30 gün beklenecek.
– 30 gün sonunda sahiplenilmeyen köpekler iğne ile uyutulacak.
– Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara sokaktan toplanan yeni köpekler gelecek ve süreç aynı şekilde işletilecek.
‘Henüz tamamlanmadı’
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, tartışma yaratan taslakla ilgili, “Sokak köpekleri düzenlemesi adı üstünde taslak. Toplumda zıt talepler var. Henüz üzerinde çalışılıyor. Çalışma henüz tamamlanmadı. Taslak önümüzdeki ya da sonraki hafta Meclis’e gelecek” dedi. Teklif taslağı Meclis’te de tartışmaya yol açtı. İYİ Parti Milletvekili Nimet Özdemir, “İtlaf gibi çağ dışı yöntemlerle çözüm aramak insanlığımıza da inancımıza da asla sığmaz” ifadelerini kullandı. CHP Milletvekili Mustafa Sarıgül de “Belediye başkanlığı yaptığım dönemde ‘kısırlaştır, yerinde yaşat’ projelerini hayata geçirdim. Bir tane can agresif davranıyor diye bütün sokak hayvanlarına aynı muameleyi yapamayız” dedi.
‘Yeni bir Hayırsızada olur’
Haytap Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat: “Uyutulma denilen direkt öldürmedir. 1910’da 80 bin hayvanı toplayıp Hayırsızada’ya götürdüler. Orada hayvanlar birbirini parçaladı. Eğer bu bir çözüm olsaydı bugün İstanbul sokaklarında hayvan görmezdik. 1950’de İstanbul belediyesi binlerce hayvanı zehirleyerek öldürdü. Demek ki toplamak, zehirlemek, sürgüne göndermek bir çözüm değil. Kısırlaştırma için bütçe ayıracaksınız.”