Pehlivanoğlu, “Yükseköğretimin işsizliği geciktirmenin bir yolu mudur?” diye sordu. Pehlivanoğlu, YKS ile öne çıkan sonuçları şöyle yorumladı:
– YKS 2024’te 3.120.870 aday sınava başvurdu, yarıya yakını tercih yaptı. Sınava giren her 3 adaydan 2’si üniversiteye yerleşme hedefine ulaşamadı. Ayrıca, yerleşen adayların %64’ü daha önce sınavı deneyimlemiş adaylardan oluşuyor.
– Fen liseleri gibi yüksek başarı beklenen okullardan mezun olan öğrencilerin bile sadece %47’si 4 yıllık örgün lisans programlarına yerleşebilmiş durumda. Bu oran Sosyal Bilimler Liseleri için %51 iken Anadolu Liseleri %18, İmam-Hatip Liseleri %17 ve Meslek Liseleri ise sadece %3.5 oranında 4 yıllık örgün lisans programlarına öğrenci gönderebilmiş. Sistemin sınavla öğrenci alan liselerden mezun öğrencilerin potansiyellerini dahi tam olarak değerlendiremediğini görüyoruz. Mesleki ve teknik lise mezunlarının %88’i ön lisans ve açıköğretim programlarına yerleşti.
– Niteliği garanti altına almanın yollarından biri olan baraj puanları uygulaması 2022 yılından itibaren kaldırıldı. 2024 yılında TYT baraj puanı 160 olsaydı sınava giren adayların 269.345’i barajı geçemeyecekti.
– Ülkemizdeki üniversite öğrencisi sayısı, Birleşik Krallık ve benzer nüfusa sahip Almanya’nın yaklaşık 2.5 katıdır. İlk 100’deki üniversite sayısı ise Birleşik Krallık’ta 11, Almanya’da 8, Türkiye’de 0’dır. Yükseköğretimde nicelik niteliği esir almış durumdadır.
Pehlivanoğlu, TEDMEN raporunu SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e anlattı.
‘Üniversiteler yeniden prestijli hale getirilmeli’
Pehlivanoğlu TEDMEN’in ortaya koyduğu çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
1. Milli eğitim sisteminin bir parçası olan yükseköğretim, milli eğitim politikalarıyla uyumlu ve bütünsellik içinde yapılandırılmalıdır.
2. Sistemsel tedbirler alınmalıdır.
– Yükseköğretim programlarının içeriği ve kontenjanları yeniden değerlendirilmeli, sayısal artıştan ziyade nitelik önceliklendirilmelidir.
– Yükseköğretimin temel işlevlerinden biri olması gereken nitelikli eğitim-öğretimin odağa alınması için seferberlik başlatılmalıdır.
3. “Lise diploması” sahibi olmak hayata etkin katılım için yeniden yeterli ve anlamlı, “Üniversite diploması ” sahibi olmak yeniden prestijli hale getirilmelidir.
– Yığılmaların önlenmesi için yükseköğretime devam etmek istemeyen ve liseden sonra istihdama katılmak isteyen öğrencilere 11. sınıfın sonunda “standart lise diploması” verilmelidir.
– Bu öğrencilerin not ortalamalarına göre sınavsız biçimde meslek yüksekokullarına, ön lisans programlarına ve açıköğretim programlarına geçiş yapabilmelerine imkân tanınmalıdır.
– 12. sınıf üniversite sınavına hazırlık yılı olarak yapılandırılmalıdır. 12. sınıfın sonunda “ileri lise diploması” verilmelidir.